Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam

Optimak STU İstikrarlı Büyümesini 2022’de De Sürdürecek

08.07.2023 - 19:18, Güncelleme: 08.07.2023 - 19:18 6439+ kez okundu.
 

Optimak STU İstikrarlı Büyümesini 2022’de De Sürdürecek

Optimak STU’nun 2016’dan itibaren kendi nitelikli iş gücünü yetiştirmek için üniversiteler, MEB’e bağlı okul ve kurumların yanı sıra İŞKUR ile sürekli iş birliği içinde olduğunu anlatan Kulak, 6 yılda 150 kişilik nitelikli mühendis, tekniker ve teknisyen kadrosuna ulaştıklarını belirtti.
Türkiye’nin en hızlı büyüyen ilk 50 teknoloji şirketi arasındaki Optimak STU, 2021 Ar-Ge ve satış hedeflerine yıl sonunda ulaşacak. 2022’de büyümede istikrarını koruyup, ihracat oranlarını artırmayı hedefleyen Optimak STU, otomasyon sistemlerine ihtiyacın artması ve salgının etkilerinin azalmasıyla bu hedeflere ulaşmayı planlıyor Optimak STU kurulduğu 2012 yılından beri “Yaptığın işi en iyi yap ve müşterilerine, ülkene ve dünyaya değer kat” felsefesiyle  faaliyetlerini sürdürüyor. Optimak STU Yönetim Kurulu Başkanı Tansel Cavit Kulak, kurulduğu günden itibaren bu şirket düsturunu hiç değiştirmediklerini belirterek, “Optimak STU otomasyonlu üretim sistemleri gibi çok zor bir alanda ilk yıllarda tüm sıkıntılara ve zorlu süreçlere rağmen, müşterilerine ve çözüm odaklarına verdiği sözleri tutmuş, piyasanın güvenini kazanmış, ayakta kalarak ve sonrasında büyümeyi ve pazar penetrasyonunu gerçekleştirmiştir.” diye konuştu. Piyasaya güveni, çalışan sadakati ve ilkeli duruşu sayesinde Optimak STU’nun sektörünün en büyük firması olduğunu söyleyen Tansel Cavit Kulak, 12bin m² kapalı alan ve 100’ü mühendis toplam 150 kişilik kadrolarıyla Ar-Ge ve üretim çalışmalarına hız kesmeden devam ettiklerini kaydetti.   FABRİKA İÇİNDEN ENERJİSİ SİSTEMLERİNE UZANDI   Optimak STU’nun faaliyet alanı olarak otomasyonlu üretim ve montaj hatları kurulumu, hat sonu uygulamaları, fabrika içi taşıma (intralojistik) sistemleri konusunda derinlemesine uzmanlaştığına dikkat çeken Kulak, “Optimak bu sektörde kazandığı tecrübe, bilgi birikimi ve yetişmiş nitelikli iş gücü ile otonom sistemler ve yenilenebilir enerji sektörü olan Güneş Enerji Sistemleri (GES) ile ilgili çalışmalara başlamış ve 1 yıl gibi kısa sürede bu sistemlerde de başarılı projelere imza atmıştır. Özellikle ‘Avrupa Yeşil Mutabakatı’ ile uyum süreci, küresel ısınmaya karşı karbon salınımın azaltılması, çocuklarımıza ve torunlarımıza yaşanabilir bir dünya bırakmak için üstüne düşen ve elinden gelen tüm çabayı sarf etmeye hazır bir şekilde çalışmaya devam etmektedir.” dedi. Sanayicilerin yaşadığımız dünya için önem vermesi ve odaklanması gereken çok fazla unsur bulunduğunu ifade eden Kulak, “Bu unsurların en önemlisi, insanoğlunun çevreye verdiği zararın engellenmesi ve bizden sonraki nesillere yaşanabilir bir dünya aktarılmasıdır. 1990’lara kadar atmosferik ısınma dünyanın kendi ekolojik sistemi ile insan kaynaklı etkenler olarak aynı seviyede giderken ve toplamda sadece 0,5 C°’lik artış olurken, 20 yıl gibi kısa bir sürede insan kaynaklı etkenler sonucunda 1,5 C°’lik bir artış olmuştur. Optimak STU olarak Güneş Enerjisi Sistemi (GES) ve hatta hidrojen sistemlerine odaklanarak kaynaklarımızın bir kısmını bu şekilde Ar-Ge yatırımlarına ayırdık.” şeklinde konuştu.   KENDİ NİTELİKLİ İŞ GÜCÜNÜ YETİŞTİRİYOR   İş dünyasının istediği nitelik ve nicelikteki iş gücünün yetiştirilmesinin hem sanayiciler hem de ülke ekonomisi için en önemli sorunlardan biri olduğuna değinen Kulak, bu konudaki değerlendirme ve önerilerini şöyle aktardı: “Şu anki iş gücü politikaları maalesef koordineli olarak yürütülmemektedir. Devlet kurumları dijital ağ için iş gücü yetiştirmeye odaklanmışken, iş dünyası mevcut işlerini yaptıracak tekniker, teknisyen, usta, kalfa, çırak ve beden işçisi bulamamaktadır. Bu nedenle Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi’nin muhakkak bir koordinasyon merkezi gibi çalışmaya başlaması sağlanmalıdır. Ailelerin çocuklarını 4 yıllık üniversite eğitimi görmesi için yönlendirmeleri yerine çocuklarının yetenek, beceri ve kabiliyetlerine uygun meslek sahibi olmaya özendirmeleri gerekmektedir. Bu arada YÖK tarafından mühendislik puanları yükseltilerek ‘Niteliği Yüksek Mühendis’ yetiştirmeye odaklanılmalıdır. Puanı düşük olan öğrencilerin ise Meslek Yüksek Okullarına yönlendirilerek ‘Nitelikli Yüksek Tekniker’ olarak yetiştirilmeleri sağlanmalıdır. Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda aynı şekilde öğrencileri yetenek, beceri ve kabiliyetlerine göre takip etmeli ve ortaokuldan itibaren mesleki yönlendirmesi yapılarak ‘Nitelikli Yüksek Teknisyen’ yetiştirilmesi sağlanmalıdır.” Nitelikli iş gücünün özendirilmesi için iş dünyasına da önemli görevler düştüğünü dile getiren Kulak, “İş dünyası da personelin yaptığı iş, gereken bilgi ve beceri düzeyine göre ücret skalasını ayarlamalı ve süpermarkette kasiyerlik yapan personel ile tornada çıraklık yapan işçiye, üretim makinesinde operatörlük yapan işçi ile tasarım yapan mühendise yaptıkları işe göre ücret vermelidir.” ifadelerini kullandı. Optimak STU’nun 2016’dan itibaren kendi nitelikli iş gücünü yetiştirmek için üniversiteler, MEB’e bağlı okul ve kurumların yanı sıra İŞKUR ile sürekli iş birliği içinde olduğunu anlatan Kulak, 6 yılda 150 kişilik nitelikli mühendis, tekniker ve teknisyen kadrosuna ulaştıklarını belirtti.   “MAKİNE VE SİSTEM ÜRETİMİNİN STANDARTLARI OLMALI”   Türkiye’de makine ve sistem yatırımı yapılırken, yatırımcıların yüksek teknolojiye sahip, verimli çalışan, az enerji tüketen, üretim firesini azaltan, üretim kalitesini arttıran ve sorun çıkarmayan sistemleri tercih etmelerinin sağlanması gerektiğine işaret eden Tansel Cavit Kulak, “Bunun için de tüm devlet ve sivil toplum örgütleri ile beraber makine ve sistem üreticisi firmaların gerekli olan bilgilendirme ve toplumu bilinçlendirme faaliyetlerine ağırlık vermesi ve yatırımcıların sadece yatırım mülkiyetine bakmadan diğer unsurlara da dikkat etmelerinin sağlanması gerekmektedir. Bunlarla beraber ülkemizde nasıl son kullanıcı olan tüketiciyi koruyan kanun ve yönetmelikler var ise makine ve sistem üretiminde de belirli kurallar ve standartlar dahilinde yapılmasını sağlayan kanun, tüzük veya yönetmelikler olmalıdır.”  şeklinde konuştu.   “TEKNOLOJİ ÜRETEN ÜLKE OLMALIYIZ”                        Türkiye’nin teknoloji üreten ülke olmasının sağlanmasının yanı sıra bu konuda verilen destekler için kontrol mekanizmasını önemini vurgulayan Kulak, “Devletimiz milli sanayi hamlesi projeleri makine ve sistem üreticilerine katkı sunmaya devam etmektedir. Bu katkı ve destekler verildikten sonra maalesef ciddi bir kontrol mekanizması bulunmaktadır. Bu da kamu kaynaklarında israfa neden olabilmekte veya bir firmanın kaynakları kötü kullanım dolayısıyla alınan tedbirlerle diğer firmalar da zarar görebilmektedir. Bunun önüne geçilebilmesi için verilen kaynakların kullanımı sonrasında yapılan kontrollerle, firmanın ne kadar büyüdüğü ne kadar ürettiği ne kadar ihracat yaptığı ne kadar istihdam sağladığı, kilo/ciro değerini ne kadar arttırdığı gibi birçok parametre kontrol edilmeli ve bu parametrelere göre oluşan karneye bağlı olarak devlet destek ve teşviklerinden yararlanılması sağlanmalıdır. ”  değerlendirmesini yaptı. Optimak STU’nun gücünün yettiği, imkân ve kabiliyetinin yeterli olduğu tüm alanlarda devlet kurumları ve STK’lar ile iş birliği için de çalışmaya devam ettiğini kaydeden Kulak, “TÜBİTAK MAM robotik kümelenme üyesi olmuş, SAHA İstanbul derneğine üye olarak Savunma Sanayine, Enosad’a üye olarak Endüstriyel Otomasyon Sistemlerine, Ambalaj Sanayiciler Derneğine üye olarak içinde bulunduğu Hat sonu endüstrisine Roboder’e üye olarak Robot entegrasyon uygulamalarına, Sakarya Makine İmalatçıların Birliği ve Makine İmalatçı Birliğine üye olarak tüm makine eko sistemine katkı sunmuştur. Optimak STU tüm bu katkıları sunarken kendi büyümesinin sürekliliğini, ülke ekonomisinin büyümesini sürekliliğini, ülke ekonomisinin büyümesini ve ülkemizin teknoloji seviyesinin yükselmesini amaçlamıştır. Makine ve sistem üretimi yapan sanayicilerimizin büyümesini ve yüksek teknoloji üretimi için finansmana ihtiyaç duyduğu herkesin bildiği bir gerçektir. Maalesef ülkemizde yeteri kadar tasarruf olmaması ve ithalata dayalı olması ve üretim kilo/ciro değerimizin düşük olması nedeniyle kısır bir döngü içinde bu süreç devam etmektedir. Bu kısır döngünün sonlanması için bir tarafta yüksek teknoloji ve kilo/ciro değeri yüksek üretimler yapılırken diğer tarafta da uygun maliyetlerle finans sağlanması ve sağlanan bu finansmanın da, erişebilir olması çok önem arz etmektedir.” diye konuştu.   2021 HEDEFLERİNİ TUTTURACAK   Sene sonuna kadar 2021 yılı için koydukları hedeflere hem satış, hem de Ar-Ge çalışmaları olarak ulaşmış olacaklarını aktaran Optimak STU Yönetim Kurulu Başkanı Kulak, sözlerini, “ Ayrıca bu yıl Deloitte firmasının yapmış olduğu değerlendirmeler neticesinde Türkiye’nin en hızlı büyüyen ilk 50 teknoloji şirketinden biri olmanın haklı gururunu yaşadık. 2022 yılı için hedeflerimiz büyümede istikrarımızı koruyup, ihracat oranlarımızı arttırmak olacaktır. Otomasyon sistemlerine olan ihtiyacın artması ve salgının etkilerinin azalması ile birlikte bu hedeflere ulaşabileceğimizi düşünmekteyiz” şeklinde tamamladı.
Optimak STU’nun 2016’dan itibaren kendi nitelikli iş gücünü yetiştirmek için üniversiteler, MEB’e bağlı okul ve kurumların yanı sıra İŞKUR ile sürekli iş birliği içinde olduğunu anlatan Kulak, 6 yılda 150 kişilik nitelikli mühendis, tekniker ve teknisyen kadrosuna ulaştıklarını belirtti.

Türkiye’nin en hızlı büyüyen ilk 50 teknoloji şirketi arasındaki Optimak STU, 2021 Ar-Ge ve satış hedeflerine yıl sonunda ulaşacak. 2022’de büyümede istikrarını koruyup, ihracat oranlarını artırmayı hedefleyen Optimak STU, otomasyon sistemlerine ihtiyacın artması ve salgının etkilerinin azalmasıyla bu hedeflere ulaşmayı planlıyor


Optimak STU kurulduğu 2012 yılından beri “Yaptığın işi en iyi yap ve müşterilerine, ülkene ve dünyaya değer kat” felsefesiyle  faaliyetlerini sürdürüyor. Optimak STU Yönetim Kurulu Başkanı Tansel Cavit Kulak, kurulduğu günden itibaren bu şirket düsturunu hiç değiştirmediklerini belirterek, “Optimak STU otomasyonlu üretim sistemleri gibi çok zor bir alanda ilk yıllarda tüm sıkıntılara ve zorlu süreçlere rağmen, müşterilerine ve çözüm odaklarına verdiği sözleri tutmuş, piyasanın güvenini kazanmış, ayakta kalarak ve sonrasında büyümeyi ve pazar penetrasyonunu gerçekleştirmiştir.” diye konuştu. Piyasaya güveni, çalışan sadakati ve ilkeli duruşu sayesinde Optimak STU’nun sektörünün en büyük firması olduğunu söyleyen Tansel Cavit Kulak, 12bin m² kapalı alan ve 100’ü mühendis toplam 150 kişilik kadrolarıyla Ar-Ge ve üretim çalışmalarına hız kesmeden devam ettiklerini kaydetti.
 
FABRİKA İÇİNDEN ENERJİSİ SİSTEMLERİNE UZANDI
 
Optimak STU’nun faaliyet alanı olarak otomasyonlu üretim ve montaj hatları kurulumu, hat sonu uygulamaları, fabrika içi taşıma (intralojistik) sistemleri konusunda derinlemesine uzmanlaştığına dikkat çeken Kulak, “Optimak bu sektörde kazandığı tecrübe, bilgi birikimi ve yetişmiş nitelikli iş gücü ile otonom sistemler ve yenilenebilir enerji sektörü olan Güneş Enerji Sistemleri (GES) ile ilgili çalışmalara başlamış ve 1 yıl gibi kısa sürede bu sistemlerde de başarılı projelere imza atmıştır. Özellikle ‘Avrupa Yeşil Mutabakatı’ ile uyum süreci, küresel ısınmaya karşı karbon salınımın azaltılması, çocuklarımıza ve torunlarımıza yaşanabilir bir dünya bırakmak için üstüne düşen ve elinden gelen tüm çabayı sarf etmeye hazır bir şekilde çalışmaya devam etmektedir.” dedi.
Sanayicilerin yaşadığımız dünya için önem vermesi ve odaklanması gereken çok fazla unsur bulunduğunu ifade eden Kulak, “Bu unsurların en önemlisi, insanoğlunun çevreye verdiği zararın engellenmesi ve bizden sonraki nesillere yaşanabilir bir dünya aktarılmasıdır. 1990’lara kadar atmosferik ısınma dünyanın kendi ekolojik sistemi ile insan kaynaklı etkenler olarak aynı seviyede giderken ve toplamda sadece 0,5 C°’lik artış olurken, 20 yıl gibi kısa bir sürede insan kaynaklı etkenler sonucunda 1,5 C°’lik bir artış olmuştur. Optimak STU olarak Güneş Enerjisi Sistemi (GES) ve hatta hidrojen sistemlerine odaklanarak kaynaklarımızın bir kısmını bu şekilde Ar-Ge yatırımlarına ayırdık.” şeklinde konuştu.
 
KENDİ NİTELİKLİ İŞ GÜCÜNÜ YETİŞTİRİYOR
 
İş dünyasının istediği nitelik ve nicelikteki iş gücünün yetiştirilmesinin hem sanayiciler hem de ülke ekonomisi için en önemli sorunlardan biri olduğuna değinen Kulak, bu konudaki değerlendirme ve önerilerini şöyle aktardı:
“Şu anki iş gücü politikaları maalesef koordineli olarak yürütülmemektedir. Devlet kurumları dijital ağ için iş gücü yetiştirmeye odaklanmışken, iş dünyası mevcut işlerini yaptıracak tekniker, teknisyen, usta, kalfa, çırak ve beden işçisi bulamamaktadır. Bu nedenle Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi’nin muhakkak bir koordinasyon merkezi gibi çalışmaya başlaması sağlanmalıdır. Ailelerin çocuklarını 4 yıllık üniversite eğitimi görmesi için yönlendirmeleri yerine çocuklarının yetenek, beceri ve kabiliyetlerine uygun meslek sahibi olmaya özendirmeleri gerekmektedir. Bu arada YÖK tarafından mühendislik puanları yükseltilerek ‘Niteliği Yüksek Mühendis’ yetiştirmeye odaklanılmalıdır. Puanı düşük olan öğrencilerin ise Meslek Yüksek Okullarına yönlendirilerek ‘Nitelikli Yüksek Tekniker’ olarak yetiştirilmeleri sağlanmalıdır. Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda aynı şekilde öğrencileri yetenek, beceri ve kabiliyetlerine göre takip etmeli ve ortaokuldan itibaren mesleki yönlendirmesi yapılarak ‘Nitelikli Yüksek Teknisyen’ yetiştirilmesi sağlanmalıdır.”
Nitelikli iş gücünün özendirilmesi için iş dünyasına da önemli görevler düştüğünü dile getiren Kulak, “İş dünyası da personelin yaptığı iş, gereken bilgi ve beceri düzeyine göre ücret skalasını ayarlamalı ve süpermarkette kasiyerlik yapan personel ile tornada çıraklık yapan işçiye, üretim makinesinde operatörlük yapan işçi ile tasarım yapan mühendise yaptıkları işe göre ücret vermelidir.” ifadelerini kullandı.
Optimak STU’nun 2016’dan itibaren kendi nitelikli iş gücünü yetiştirmek için üniversiteler, MEB’e bağlı okul ve kurumların yanı sıra İŞKUR ile sürekli iş birliği içinde olduğunu anlatan Kulak, 6 yılda 150 kişilik nitelikli mühendis, tekniker ve teknisyen kadrosuna ulaştıklarını belirtti.
 
“MAKİNE VE SİSTEM ÜRETİMİNİN STANDARTLARI OLMALI”
 
Türkiye’de makine ve sistem yatırımı yapılırken, yatırımcıların yüksek teknolojiye sahip, verimli çalışan, az enerji tüketen, üretim firesini azaltan, üretim kalitesini arttıran ve sorun çıkarmayan sistemleri tercih etmelerinin sağlanması gerektiğine işaret eden Tansel Cavit Kulak, “Bunun için de tüm devlet ve sivil toplum örgütleri ile beraber makine ve sistem üreticisi firmaların gerekli olan bilgilendirme ve toplumu bilinçlendirme faaliyetlerine ağırlık vermesi ve yatırımcıların sadece yatırım mülkiyetine bakmadan diğer unsurlara da dikkat etmelerinin sağlanması gerekmektedir. Bunlarla beraber ülkemizde nasıl son kullanıcı olan tüketiciyi koruyan kanun ve yönetmelikler var ise makine ve sistem üretiminde de belirli kurallar ve standartlar dahilinde yapılmasını sağlayan kanun, tüzük veya yönetmelikler olmalıdır.”  şeklinde konuştu.
 
“TEKNOLOJİ ÜRETEN ÜLKE OLMALIYIZ”                     
 
Türkiye’nin teknoloji üreten ülke olmasının sağlanmasının yanı sıra bu konuda verilen destekler için kontrol mekanizmasını önemini vurgulayan Kulak, “Devletimiz milli sanayi hamlesi projeleri makine ve sistem üreticilerine katkı sunmaya devam etmektedir. Bu katkı ve destekler verildikten sonra maalesef ciddi bir kontrol mekanizması bulunmaktadır. Bu da kamu kaynaklarında israfa neden olabilmekte veya bir firmanın kaynakları kötü kullanım dolayısıyla alınan tedbirlerle diğer firmalar da zarar görebilmektedir. Bunun önüne geçilebilmesi için verilen kaynakların kullanımı sonrasında yapılan kontrollerle, firmanın ne kadar büyüdüğü ne kadar ürettiği ne kadar ihracat yaptığı ne kadar istihdam sağladığı, kilo/ciro değerini ne kadar arttırdığı gibi birçok parametre kontrol edilmeli ve bu parametrelere göre oluşan karneye bağlı olarak devlet destek ve teşviklerinden yararlanılması sağlanmalıdır. ”  değerlendirmesini yaptı.
Optimak STU’nun gücünün yettiği, imkân ve kabiliyetinin yeterli olduğu tüm alanlarda devlet kurumları ve STK’lar ile iş birliği için de çalışmaya devam ettiğini kaydeden Kulak, “TÜBİTAK MAM robotik kümelenme üyesi olmuş, SAHA İstanbul derneğine üye olarak Savunma Sanayine, Enosad’a üye olarak Endüstriyel Otomasyon Sistemlerine, Ambalaj Sanayiciler Derneğine üye olarak içinde bulunduğu Hat sonu endüstrisine Roboder’e üye olarak Robot entegrasyon uygulamalarına, Sakarya Makine İmalatçıların Birliği ve Makine İmalatçı Birliğine üye olarak tüm makine eko sistemine katkı sunmuştur. Optimak STU tüm bu katkıları sunarken kendi büyümesinin sürekliliğini, ülke ekonomisinin büyümesini sürekliliğini, ülke ekonomisinin büyümesini ve ülkemizin teknoloji seviyesinin yükselmesini amaçlamıştır. Makine ve sistem üretimi yapan sanayicilerimizin büyümesini ve yüksek teknoloji üretimi için finansmana ihtiyaç duyduğu herkesin bildiği bir gerçektir. Maalesef ülkemizde yeteri kadar tasarruf olmaması ve ithalata dayalı olması ve üretim kilo/ciro değerimizin düşük olması nedeniyle kısır bir döngü içinde bu süreç devam etmektedir. Bu kısır döngünün sonlanması için bir tarafta yüksek teknoloji ve kilo/ciro değeri yüksek üretimler yapılırken diğer tarafta da uygun maliyetlerle finans sağlanması ve sağlanan bu finansmanın da, erişebilir olması çok önem arz etmektedir.” diye konuştu.
 
2021 HEDEFLERİNİ TUTTURACAK
 
Sene sonuna kadar 2021 yılı için koydukları hedeflere hem satış, hem de Ar-Ge çalışmaları olarak ulaşmış olacaklarını aktaran Optimak STU Yönetim Kurulu Başkanı Kulak, sözlerini, “ Ayrıca bu yıl Deloitte firmasının yapmış olduğu değerlendirmeler neticesinde Türkiye’nin en hızlı büyüyen ilk 50 teknoloji şirketinden biri olmanın haklı gururunu yaşadık. 2022 yılı için hedeflerimiz büyümede istikrarımızı koruyup, ihracat oranlarımızı arttırmak olacaktır. Otomasyon sistemlerine olan ihtiyacın artması ve salgının etkilerinin azalması ile birlikte bu hedeflere ulaşabileceğimizi düşünmekteyiz” şeklinde tamamladı.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.