Türkiye Çevre Etiketi Taşıyan Ürünleriyle Rekabet Gücünü Artıracak
Türkiye Çevre Etiketi Taşıyan Ürünleriyle Rekabet Gücünü Artıracak
editepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Ayşe Sevencan, dünyada Avrupa Birliği’nin belirlediği kriterlerin aynısını Çevre Bakanlığı'nın da belirleyerek bir standart kriter sistemi getirdiğini ifade etti.
“Türkiye Çevre Etiketi Sistemi” Küresel Eko Etiket Ağı’na üye oldu. Türkiye’de üretilen bir ürünün “çevre dostu” olduğunu gösteren sistemin, 60 ülkenin temsil edildiği Küresel Eko Etiket Ağı’nda yer alması, ihracatta ve sadece Avrupa’da 4.2 trilyon avroya ulaşan yeşil ürünlerin piyasasında rekabet gücünün artmasına katkı yapacak.
Türkiye’de üretilen bir ürünün “çevre dostu” olduğunu gösteren “Türkiye Çevre Etiketi Sistemi” Küresel Eko Etiket Ağı’na üye oldu.
60 ülkenin temsil edildiği Küresel Eko Etiket Ağı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca yürütülen Türkiye Çevre Etiketi Sistemi’nin küresel ölçekte tanınmasına katkı sağlayacak.
Bakanlık şu ana kadar Türk Çevre Etiketi verilen sektörler olan, seramik, tekstil, temizlik kâğıdı, elde yıkama bulaşık deterjanı, kozmetik, cam ve turistik konaklama hizmet gruplarında kriterleri belirledi. Farklı ürün ve hizmet grupları için kriter belirleme çalışmaları bakanlık bünyesinde devam ederken sayının hızla artacağı belirtiliyor. “Çevre Etiketi” almaya hak kazanan firma ürünün ambalajında “Türkiye Çevre Etiketi” logosu kullanılabiliyor.
Yeditepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Ayşe Sevencan, dünyada Avrupa Birliği’nin belirlediği kriterlerin aynısını Çevre Bakanlığı'nın da belirleyerek bir standart kriter sistemi getirdiğini ifade etti.
Bu temel kriterleri sağlayan firmalara, “Çevre Etiketi” verileceğini kaydeden Ayşe Sevencan, "Kriterler 5 ana başlıkta toplanıyor. Ürünün toksik atık yaratmıyor olması. Bu her zaman kullandığınız beyaz A4 kağıtlarındaki klorin gazı gibi. Biyoçeşitliliği devam ettiriyor olması yani mobilyalardaki rattan veya bambu gibi ürünlerin materyallerinin sürdürülebilir ormanlardan geliyor olması. Atık yönetimi, yani hepimizin bildiği geri dönüşüm ve son olarak da gereksiz karbon salınımının azaltılması." bilgisini aktardı.
"Artık ithalattan ihracata geçiyoruz.” diye konuşan Sevencan, şunları dile getirdi:
“Bu yeni ekonomi modeliyle beraber ihracatta rekabeti artıracak bir kalem. Rekabette Çin’in gücünü biliyoruz ancak Çin, çok fazla yeşil ürün üretme kapasitesi olan bir ekonomi değil. Avrupa'da böyle büyük bir pazar var ve Paris İklim Anlaşması ile beraber de zaten ülkeler yeşil olmayan ürünlerin ithalatını sınırlandırmayı bile düşünüyorlar. Bu büyük bir rekabet gücü katıyor. Dolayısıyla, bizdeki firmaların yeşil etiketli olabilmeleri çok önemli. Hem iç hem dış pazarda rekabet gücümüzü çok artırıyor. Sanayi Bakanlığı’nın verimlilik alanında çalışmaları var. Doğrusaldan çıkıp döngüsel ekonomiye geçiyoruz. Bu ne demek? Atıkların atık olmadığı bir düzene dönüyoruz. Bu tarz üretim verimlilik katıp maliyetleri de düşürecektir ve büyük bir fırsat yaratacaktır."
Ayşe Sevencan, ekonomiye sağlayacağı katkıyı; talebin düşük olduğu salgın döneminde sadece Avrupa pazarında yeşil ürünlerin piyasa pazarının 4.2 trilyon avro olduğu örneği ile somutlaştırdı.