Yemek Kiti Aboneliği ve Sürdürülebilir Gıda
Yemek Kiti Aboneliği ve Sürdürülebilir Gıda
Küresel ölçekte gereğinden fazla üretiyoruz, buna rağmen dünyada 800 milyon insan açlık çekiyor. Daha küçük ölçekteki en basit örneğine gelirsek, tüketiciler market alışverişinde yemek yapma konusundaki bilgi eksikliği ya da marketlerin yönlendirmesiyle ihtiyacından fazla ürün satın alıyor, artan malzemeler evde bozuluyor ve çöpe gidiyor.
“Malzemeler bizden, lezzet senden” mottosuyla yola çıkan Taze Şef, sürdürülebilir gıda için israfı sıfıra indirmeyi hedeflerken, yemek kiti aboneliği ile tüketicinin “Akşam ne pişirsem?”, “Tarifi nereden bulsam?” ve “Alışverişi nasıl yapsam?” dertlerini ortadan kaldırıyor. Firmanın kurucu ortakları Ahmet Akkaya ve Doruk Doğan “Kaynaklarımızı doğru kullanarak gıda zincirinde fark yaratmaya çalışıyoruz” diyerek sürdürülebilirliğin gıda boyutuna dair görüş ve çalışmalarını kaleme aldı.
Sürdürülebilirliğin ekonomik, sosyal ve çevresel boyutları mevcut. Sürdürülebilir gıda ise, gıdanın üretilmesinden tüketilmesine kadar olan süreçte sosyal, ekonomik ve çevresel boyutların dikkate alındığı sistemlerdir. Taze Şef olarak bu süreçlerin tamamına dahil olup her birinin pozitif değişimi için çaba sarf ediyoruz. Bir tarım ülkesi olarak kaynaklarımızın en verimli şekilde kullanılması bizim için milli bir mesele. Burada mutlaka tarımsal biyoçeşitliliğimizin korunması gerekirken, yerel üreticinin desteklenmesi ile sosyo-ekonomik gelişmenin sağlanması gerekiyor. Üreticilerin aktif rol aldığı bir biçimde kurgulanan gıda tedarik zincirlerinin daha sürdürülebilir olduğunu düşünüyoruz.
Tüketiciler ne yediğini bilmek istiyor
Yediğinin ne olduğunu sorgulayan insanların sayısı gün geçtikçe artıyor. Ne yiyeceğine kendisi karar vermek isteyen bu insanlar; yediğine güvenmek, yerken doğaya en az zararı vermek, yerel üretimin ve küçük çiftçinin desteklenmesini istiyorlar. Taze Şef Gıda Teknolojisi Dönüşümü adını verdiğimiz süreçte tariflerimizin tamamı; mevsimsellik, ürün çeşidine göre gramajlanabilme ve porsiyonlanabilme, sıfır israf ile tedarikçiye sipariş geçebilme gibi kırılımları olan bir yazılım ile ilerliyor. Hedeflediğimiz teknolojik dönüşümü tamamladığımızda paket içerisindeki tüm taze gıdaların üretici kimlikleri, ekim ve hasat bilgileri ile ürünlerin mutfağa girene kadar geçirdiği yol haritası izlenebilecektir.
Tipik davranışlarımızı değiştirmemiz lazım
Küresel ölçekte gereğinden fazla üretiyoruz, buna rağmen dünyada 800 milyon insan açlık çekiyor. Daha küçük ölçekteki en basit örneğine gelirsek, tüketiciler market alışverişinde yemek yapma konusundaki bilgi eksikliği ya da marketlerin yönlendirmesiyle ihtiyacından fazla ürün satın alıyor, artan malzemeler evde bozuluyor ve çöpe gidiyor. Yemek kiti aboneliği ise tam olarak burada devreye giriyor, tam ihtiyacınız kadar porsiyonlanmış ve paketlenmiş malzemelerle gıda israfını sıfıra indiriyor. Tarif kartları sayesinde mutfak deneyiminiz olmasa dahi fotoğraflanmış adımları izleyerek pratik bir şekilde ortalama 30 dakikada dünya mutfaklarından ve yerel lezzetlerimizden özenle seçilmiş yemekleri pişirebiliyorsunuz.
Katma değer içermeyen aracılık fiyatları yükseltiyor
Ürünün tarladan son tüketiciye gelişi arasında geçirdiği acılı yolculuk, nihai fiyatı yükseltiyor. Bu yolculuk sonunda üretici düşük fiyattan, tüketici yüksek fiyattan şikayet ediyor. Tüketici aynı zamanda market harcamasını da planlayamıyor, çünkü fiyatlar yüksek olduğu kadar değişken de. Biz ise bu noktada sabit fiyat politikamız ile müşterilerimizin haftalık fiyat dalgalanmalarından etkilenmemelerini sağlıyoruz. Abonelik sistemi ile hem müşterilerimizin kendilerini planlamalarına yardımcı oluyor, hem de biz tedarikçilerimize doğru ve zamanında sipariş bilgisi akışı sağlayarak tedarik zincirinin kusursuz işlemesini sağlıyoruz.
Evde yemek ve sürdürülebilir sağlıklı yaşam
Amerika Kalp Vakfı’nın bu sene düzenlenen toplantısında açıklanan bir bilimsel çalışmanın sonuçlarına göre evde yemek yiyenlerin şeker hastalığına yakalanma riski daha düşük. 100.000 kişi üzerinde yapılan araştırmaya göre; haftalık ana öğününü ev yemeği olarak tüketenlerin, haftanın yarısında öğünlerini dışarıda tüketen kişilere göre Tip 2 diyabete yakalanma riskleri %13 daha düşük. Aynı zamanda ev yemeği tüketen kişilerin sekiz senelik araştırma süresince toplam aldıkları kilo çok daha az.
Peki “Hayatın hızına yetişmeye çalışırken evde yemek yapmaya nasıl vakit ayıracağım?” diyorsanız, onun da cevabı Taze Şef. “Akşam ne pişirsem?” diye düşünmenize gerek kalmadan, tarif aramadan, o tarife uygun malzemeler için market market gezmeden, kapınıza teslim soğuk zincir paket ile keyifli bir şekilde yemek yapmanızı sağlıyoruz. Yemek yapmak sadece vücudumuzu beslemekle kalmıyor; ruhunuzu da doyuruyor. Çünkü yemek pişirmek tüm duyularımızı yoğun bir şekilde kullanmamızı sağlıyor ve bu aslında bir tür zihin egzersizi anlamına geliyor. Yemek pişirmek, yaptığınız şeyle ilgili olarak kendimizle gurur duymamızı sağlarken, yapılan birçok araştırma, bunun insanı psikolojik olarak olumlu yönde etkilediğini ortaya koyuyor. Yemek pişirirken kullandığımız teknikler, beynin ödül merkezini harekete geçiriyor ve mutluluk hormonlarından biri olan dopamini serbest bırakıyor.