Polifarma Önce Hayat Diyerek Çalışmalarını Hız Kesmeden Sürdürüyor
Hastane ürünleri pazar lideri Polifarma, 2021 yılında girdiği reçeteli pazar alanında da kısa sürede büyük başarı gösterdi. 70 ülkeye ihracat yapan firma aynı zamanda tüm dünyada ses getirecek orijinal molekül çalışmalarını da sürdürüyor.
Polifarma "önce hayat" diyerek çalışmalarını hız kesmeden sürdürüyor
Hastane ürünleri alanında Türkiye'nin en çok tercih edilen markası olan Polifarma’nın yolculuğu, kurucusu olan merhum Eczacı Necdet Nuri Kumrulu’nun, 1979’da Ordu’da, adını memleket sevdasından alarak koyduğu Memleket Eczanesi’ni açmasıyla başlıyor.
Süreç içerisinde İstanbul’a gelen Necdet Nuri Kumrulu, 1983’te Aroma İlaç'ı, ardından 1986’da kurulan Polifarma’yı satın alarak ilerlemeye devam ediyor. 36 yıllık geçmişe sahip olan Polifarma bugün bin 350 çalışanıyla 70’den fazla ülkeye ihracat yapıyor.
Polifarma’nın yüzde 100 yerli sermayeli küresel bir ilaç firması olarak pazar lideri olduğu serum üretiminin yanında, IV (damar yolu) ilaç portföyünü de hızla geliştirdiğini aktaran şirketin Genel Müdürü Mehmet Asri, “2021 itibarıyla da reçeteli pazarlarda büyümeyi sürdürüyoruz. Kuruluşumuzdan itibaren, sağlıklı ve kaliteli yaşamı sağlamayı amaç edindik. Sağlık bilimleri ve teknolojileri alanında kendimizi hep geliştirerek, odağımızı ‘Önce Hayat’ olarak belirledik. Sadece insanlar değil, veterinerlik ürünlerimizle tüm canlıların hayatı için çalışıyoruz. Anestezi ve yoğun bakımda kritik öneme sahip ürünlerin yanı sıra nadir hastalıklara yönelik ilaçlarımızla ülkemizi dışa bağımlılıktan kurtarmanın, hastaların ilaca kolay erişimini sağlamanın haklı gururunu yaşıyoruz.” diyerek sorularımızı yanıtladı.
Kendinizden ve yönetim anlayışınızdan bahseder misiniz?
993’te İstanbul Alman Lisesi’nden mezun olduktan sonra eğitimimi Koç Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünde sürdürdüm. Meslek hayatıma bankacılık alanında başladım ve eş zamanlı olarak Yeditepe Üniversitesi’nde MBA yaptım.
İlaç ve kozmetik sektöründeki 20 yılı aşkın deneyimim ise 2003’te Bilim İlaç’ta finans yöneticisi olarak başladı. Eş zamanlı olarak KalDer’de Ulusal Kalite Ödülü Değerlendiricisi olarak görev aldım. Alix Avien, Kopaş Kozmetik, Hairton Kozmetik, Joykoz Kozmetik’te uzun yıllar Finans ve Mali İşler Müdürlüğü, Direktörlük ve Genel Müdürlük yaptım.
Polifarma İlaç’ta Şubat 2019’da Finans Müdürü olarak başlayan görevimi Eylül 2019’dan beri Genel Müdür ve İcra Kurulu Başkanı olarak sürdürüyorum. Görevim gereği birlikte görev yaptığım ekip arkadaşlarıma, sermayedara, şirkette sürdürülebilir başarıyı kültür haline getirerek ülke ekonomisine katkı sağlamak gibi sorumluluklar üstleniyorum.
Bu noktada her zaman en büyük yardımcım multidisipliner anlayış çerçevesinde görev yapan yüksek nitelikli ekip arkadaşlarım oldu. 20 yıl önce EFQM mükemmellik modeliyle tanıştığım dönemden itibaren pusulam olan yetkilendirme kavramı doğrultusunda ekip arkadaşlarıma, kurumsal ve bireysel amaçlarını gerçekleştirmeye yönelik yetki ve sorumlulukları birlikte devredecek bir çalışma ortamı yaratırım.
Farklı disiplinlerde elde ettiğim kişisel nitelikler ve bilgi birikimim doğrultusunda ihtiyaç duydukları veya gelişime açıkoldukları her noktada ekibimin başarısı için destek olurum.
KENDİ MOLEKÜLÜNÜ ÜRETECEK
Yetim hastalıklar ve nadir ilaç kategorisindeki atılımlarınız ile reçeteli pazarlardaki yayılımınızı anlatır mısınız?
İnsan kaynağımız, kalite anlayışımız, üretim ve tüm süreçlerindeki ileri teknoloji kullanımımız ve Ar-Ge faaliyetlerimizle ilaç sektörünün güçlü bir oyuncusuyuz. Henüz 2021’de girdiğimiz reçeteli pazarlarda da, bilinen ve öncü bir marka olmaya başladık.
Nefroloji ve alerji ürünlerimizin pazarda bilinirlik ve memnuniyeti, kurguladığımız stratejik plan ve bu doğrultuda yaptığımız tüm altyapı yatırımlarının ne kadar doğru olduğunu gösterdi.
Nadir hastalık grubunda, hastanın ölümüne bile sebep olan ataklara yol açabilen Herediter Anjioödem tedavisinde kullanılan ürünümüz, kişinin kendi kendine uygulayabileceği bir formda olduğundan kısa sürede hasta hayatını kurtarıyor ve hayat kalitesini yükseltiyor.
Farklı nadir ve yetim hastalıklarda kullanılacak ilaçlar üzerinde son aşamaya gelen çalışmalarımız var. Kendi molekülümüzü üreten bir şirket olma yolundayız. Gerçekleştiğinde, yurt dışından ilaca bağımlılığımız azalırken, hastalara şifa için de daha büyük adımlar atmış olacağız.
SES GETİRECEK BİR HAMMADDE VE İLACIN ÜRETİMİNE HAZIRLANIYOR
Hammadde sentez ve üretimi konusunda kaydettiğiniz gelişmeleri özetler misiniz?
2021’de 68 milyar TL büyüklüğe erişen Türkiye ilaç pazarının hammadde tedariğinde yurt dışı bağımlılığını azaltmak ve yetim ilaç kategorisindeki atılımımızı desteklemek amacıyla hammadde sentez çalışmalarımızı Ar-Ge ekibimiz ve yurt dışındaki iş ortaklarımızla birlikte sürdürüyoruz.
Yıl sonuna kadar devreye alacağımız hammadde üretim tesisimizde ülkemizde olduğu kadar dünyada da ses getirecek bir hammaddenin ve akabinde ilacın üretimini yapacağımızı müjdelemek istiyorum.
FLAKON ÜRETİM KAPASİTESİNDE 2 KAT ARTIŞ
Devreye alınan yeni aseptik üretim hattınız üretim ve istihdam kapasitenizi hangi noktaya taşıdı?
İlaç sektörünün önemli oyuncusu olma rolümüzü sürdürülebilir kılmak ve ülke olarak ithal değil ihraç eden konumuna geçmemiz için yatırımlarımızı hız kesmeden sürdürüyoruz. Bunlardan birisi olan yeni aseptik üretim hattımız sayesinde flakon üretim kapasitemizi 2 katına çıkardık.
Aseptik alan üretim istihdamımızı yaklaşık yüzde 50 artırdık. Ofislerimizin olduğu İstanbul ve Ankara dışında üretim tesisimizin bulunduğu Tekirdağ’da da istihdama büyük katkı sağlıyoruz. Her üretim yatırımının aynı zamanda satış-pazarlama, lojistik, tedarik zinciri vb. birçok departmanda da istihdamı tetiklediğinin farkındayız.
İLAÇ SEKTÖRÜNDE EN FAZLA AR-GE PROJESİ YÜRÜTEN 4. ŞİRKET
Ar-Ge çalışmalarınız ve akademik iş birlikleriniz için neler söylersiniz?
Ar-ge’ye olan inancımız ve yatırımlarımız bugün geldiğimiz yerin kalıcı olmasını sağlıyor. 2017’de kurduğumuz PolAr-Ge merkezimizin odağında sağlığa katkı sağlamak var.
Haziran ayında açıklanan ‘Ar-Ge 250, Türkiye’nin En Çok Ar-Ge Harcaması Yapan Şirketleri Araştırması’nın sonuçlarına göre, sadece Türkiye’nin “En Çok Ar-Ge Harcaması Yapan Şirketleri” arasına girdik.
Ayrıca tüm sektörlerde “Ar-Ge Merkezlerinde En Fazla Proje Yürüten Şirketler” arasında ilk 10’da, ‘İlaç Sektöründe En Fazla Proje Yürüten Firmalar’ listesinde ise 4. sırada yer aldık.
Üniversiteler, sektörde sağlığa hizmet için kurulmuş önemli birlik ve derneklerle işbirliklerimiz ile altyapımızı hep bilim, araştırma ve gelişme üzerine inşa ettik. Gençlere ve eğitime desteklerimiz de Ecz. Necdet Nuri Kumrulu Burs Fonu kapsamında devam ediyor.
İKİNCİ 500 BÜYÜK SANAYİ KURULUŞU ARASINDA
Halihazırda ulaştığınız ekonomik büyüklük, sektörel konum ve ihracat performansınız nasıl?
Sektör lideri olarak üretim, satış ve ihracat rakamlarımız her geçen gün artıyor. 2021’de gerçekleştirdiğimiz 848.9 milyon TL üretimden net satış ile bu yıl İSO tarafından yapılan ‘Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2021’ araştırmasında 92. sırada yer aldık.
70 ülkeye ihracat yapıyoruz. Kısa vadede hedefimiz, ihracattan elde ettiğimiz satışın tüm satış rakamlarına oranını yüzde 45’e çıkarmak.
REÇETELİ PAZARLARDA YAYGINLAŞACAK
Yatırım ve büyüme hedefleriniz neler?
Bilim, teknoloji ve kaliteyi en üst seviyede tutarak sürdürülebilir kılmak için yatırımlarımızı ve projelerimizi artıracağız. Farklı branşlara da gireceğimiz reçeteli pazarlarda, kısa vadede hızlıca yaygınlaşmayı hedefliyoruz. Uzun dönem hedefimiz ise, daha da fazla canlının hayat kalitesini yükseltip, sağlıklı bir yaşamı herkese ulaştırmak için çalışmak.
İlaçta dışa bağımlılığı azaltarak erişimin zor olduğu ilaçları üretip tüm dünyaya pazarlamak da en büyük hedeflerimizden. Sadece ülkemiz için değil, tüm dünya için ekonomik fayda sağlayacak şekilde son yıllarda orjinal moleküller üzerinde çalışmaya ve sonuçlarını da almaya başladık.