Balparmak doğal balın güvencesi olmayı sürdürerek büyüyor

2021’i başarılı iş sonuçlarıyla tamamlamaya hazırlanan Balparmak, 2022’de ürün portföyünü ve satış kanallarını artıracak. 20’yi aşkın ülkeye markalı satış yapan Balparmak, 2022’de Bal ve fonksiyonel arı ürünleriyle öncelikli olarak Güney Kore, Japonya, Kuzey Amerika, Batı ve Kuzey Avrupa’da büyüme hedefiyle ulaştığı pazar sayısını artıracak.


Türkiye’de bal sektöründe markalaşan ilk şirket olan Balparmak 41 yıldır ülkemizde arıcılık ve bal sektörünün gelişimine öncülük ediyor. 1991’den beri Türkiye’nin lider bal markası, dünya ambalajlı bal pazarının ise en büyük 6’ıncı markası konumunda olan Balparmak, 30 bin m2 alana kurulu tesislerinde üç vardiyada 32 bin ton/yıl işleme kapasitesiyle de Avrupa’nın en büyük bal paketleyicileri arasında yer alıyor.
Çam ve çiçek balları, Katla Balla ve BallıMix ürünleriyle birlikte arı ürünleri ve bitkisel ürün karışımlı takviye edici gıda markası Apitera’yı tüketicilerle buluşturan Balparmak’ın Genel Müdürü Onur Özyurt ile konuştuk.
 
Kariyer yolculuğunuzda Balparmak ile yollarınız  nasıl kesişti?
 
Balparmak ile yollarımız 3 yıl önce kesişti. Daha önce çalıştığım şirketin markalarını Güneydoğu Asya pazarlarına açmak ve o bölgede kurduğum distribütör ağı nedeniyle Singapur’a yerleşmek üzereydim. O dönem, “Balparmak ürünlerinin de bu ülkelerde satılabilmesi için olası işbirliği fırsatlarını değerlendirmek üzere Özen Bey’in davetiyle yaptığımız görüşme zamanla Balparmak için planladığı yönetim modeli değişikliğine dönüştü. 2020 Aralık ayında da Singapur’dan dönerek Balparmak’ın Genel Müdürü  olarak göreve başladım.
 
BALIN ÇİÇEKTEN SOFRAYA YOLCULUĞU PRİOSPOT UYGULAMASINDA
 
Sektörel konumunuzdan ve fark yaratan özelliklerinizden bahseder misiniz?
 
Tüketici nezdinde kalite ve güven için 41 yıldır aynı sorumlulukla çalışıyor, arının doğa ve insan yaşamına katkıları hakkında farkındalık yaratıyoruz. Arıcılık mesleğinin sürdürülebilirliği için kadınları ve gençleri sektöre kazandırarak, arıcılarımızın mesleki gelişimlerine katkı sağlıyoruz. Kaliteli ve katma değerli arı ürünleri üretiminin artırılması için belediyeler ve çeşitli STK’larla iş birliği yapıyoruz.
 
Ar-Ge ve inovasyon yaklaşımınız ile güncel projelerinizi anlatır mısınız?
 
Kalite standardımızla farklılaşarak, sektörün öncülüğünü üstleniyoruz. Gıda güvenliği konusunda uluslararası standartlara göre çalışıyoruz. Türkiye’nin bal ve diğer arı ürünleri alanındaki ilk, gıda alanında ise 8’inci Ar-Ge Merkezi’ne sahibiz. TÜRKAK tarafından akredite olan Bal ve Diğer Arı Ürünleri Araştırma ve Kalite Kontrol Laboratuvarı’mız sayesinde, ürünlerimizi en az 100 parametrede analiz ediyoruz.
‘Çıt Kapak’, ‘EasySnap Ambalaj Teknolojisi’ (Katla Balla), apiterapi ve fitoterapi ürünlerinin buluştuğu Apitera markasına ait ürünler ile birbirinden yenilikçi ürün ve projelerle de sektöre yön vermeyi sürdürüyoruz.
Dünyada gıda sektöründe bir ilk olan Priospot uygulamamızla tüketicilere, balın doğal olduğuna dair güvenceyi henüz ürünü satın almadan veriyoruz. Bu uygulama sayesinde balın kovandan sofraya ulaşana kadar tüm yolculuğunu şeffaf bir şekilde gözler önüne seriyoruz. Tüketici, satın aldığı balın analiz raporunun yanı sıra balın hangi çiçeklerin polenlerinden geldiği bilgisine de rahatlıkla ulaşabiliyor. Bunun için ambalajda bulunan kare kodlu alanın akıllı telefona okutulması yeterli.
 
ARILAR VE ARICILIĞIN GELECEĞİ İÇİN ÇOK YÖNLÜ İNİSİYATİF ALIYOR
 
İklim ve gıda krizi uyarıları ile ülkemizde yaşanan doğal afet ve yangınlar karşısında yaşamın devamlılığında kilit öneme sahip arılar konusunda neler yapıyorsunuz?
 
İklim değişikliği diğer sektörlerde olduğu gibi gıda sektöründe de en büyük tehditlerden biri. Geçen yıl yaşanan olumsuz iklim koşullarından çam balı rekoltesindeki ciddi düşüşten bal sektörü de payını aldı. Bu yıl yangının neden olduğu kızıl çam ormanları hasarı da buna eklendi. Çam balı rekoltesi için yakın takip halindeyiz. Küresel gıda üretimi bal arısı gibi tozlayıcılar sayesinde bu denli geniş bir çeşitliliğe sahip. Arıların ve bal alacağı kaynakların yok olması geleceğimize olumsuz yansıyor. Zararlı kimyasallar, kontrolsüz kullanılan tarım ilaçları da arılar için tehdit.
2018 yılında kurduğumuz Balparmak Arıcılık Akademisi ile arıcılık mesleğinin sürdürülebilirliğine katkı sağlamak için kırsal kalkınma bölgelerindeki kadınları ve gençleri sektöre kazandırmayı sürdürüyoruz. Ayrıca modern arıcılık tekniği eğitimlerimizle doğal balın yanı sıra arısütü, polen, propolis gibi katma değerli arı ürünleri üretiminin artırılmasına destek oluyoruz. 2004’ten beri arıcılarımıza ilaç kullanımı, su ve çevre kirliliği, baz istasyonlarıyla radyolojik etkileşim ve iklim değişikliği gibi arı popülasyonlarını olumsuz etkileyen nedenler konusundaki bilinçlendirme eğitimlerini Balparmak Arıcılık Akademisi ile ileri bir seviyeye taşıdık. Gerçekleştirdiğimiz iş birlikleri ve projelerle Türkiye’de arıcılığın geleceğine de önemli bir yatırım yapıyoruz.
 
 
MARKALI ÜRÜNLERİYLE YER ALDIĞI PAZAR SAYISINI ÇOĞALTACAK
 
Balparmak 2021’i nasıl tamamlayacak? 2022 beklenti ve hedefleri neler?
 
2021 Ocak-Nisan aylarında pandemiden dolayı ertelenen tüketici talebinin yaz aylarıyla birlikte hareketlendiğini gözlemliyoruz.  Öte yandan yaz aylarında ülkemizin güneybatısında yaşanan orman yangınları sebebiyle maalesef çam balı arzı çok sınırlı gerçekleşecek. Bal ve arı ürünleri için 2021 talep ve arz tarafında dalgalanmalar yaşanan bir dönem.
Altıparmak olarak bal kategorisinde Balparmak, fonksiyonel arı ürünleri kategorisinde ise Apitera markamızla lideriz.  Bu sebeple de talep ve arz tarafındaki dalgalanmaları en yakın takip eden sektör oyuncusuyuz.  Yaşanan güçlüklere rağmen iş sonuçlarımız anlamında başarılı bir dönem geçirdik.  Tüm kategorilerde güçlü pazar payımızı ve lider konumumuzu koruyoruz.
2022 yılına ise özellikle Apitera markamız ve ürünlerimiz için çok yoğun bir hazırlık içerisinde giriyoruz. Önümüzdeki yıl ürün portföyümüzü ve satış kanallarımızı artırdığımız bir dönem olacak. Ek olarak Apitera markamızla yurt dışı faaliyetlerimizi de özellikle Kuzey Amerika ve Kuzey Avrupa ülkelerinde yoğunlaştırmayı, Asya’da ise Japonya’da satış hacmimizi artırmayı hedefliyoruz. Bal kategorisinde ise Balparmak arzın azaldığı bir dönemde doğal ve gerçek balın güvencesi olmaya devam edecek.
Sektördeki tecrübemiz, uzmanlığımız ve kalitemizle iç pazarda olduğu gibi dış pazarlarda da ürünlerimiz ilgi görüyor. İstanbul İhracatçı Birlikleri (İİB) Genel Sekreterliği ve İstanbul Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği (İSHİB) tarafından düzenlenen “2017, 2018, 2019 Yılları Başarılı İhracatçılar Ödülleri”nde üç yıl üst üste ülkemizin ihracat şampiyonu olmamız da bunun bir yansıması.
ABD, Almanya, Fransa, Avusturya, Kosova, Azerbaycan, Kıbrıs, Irak, Ürdün, BAE, S. Arabistan, Kuveyt, Katar, Çin, Japonya, G. Kore, Filipinler, Malezya, Singapur, Tayvan gibi 20’den fazla ülkeye markalı olarak ihracat yapıyoruz. Önümüzdeki dönemde hedefimiz özellikle çam balı ve Apitera markamızın çatısı altındaki saf propolis ve propolis karışımlı katma değerli fonksiyonel ürünlerimiz ile ulaştığımız ülke sayısını artırmak, öncelikli olarak Kuzey Amerika, Batı ve Kuzey Avrupa ile Güney Kore, Japonya gibi Asya pazarlarında büyümek. 2022’de hedefimiz 5 milyon dolar rakamını yakalamak.
Yurt dışı pazarlarda üstlendiğimiz misyonlardan biri de dünya çam balı üretiminin yüzde 90’ınını gerçekleştiren ülkemizin markasını çam balı ile anılır hale getirerek, Türkiye arıcılık sektörünün ve arı ürünlerinin yurt dışında hak ettiği bilinirliğe ulaşmasını sağlamak.