Özel Okullar Eğitim Sisteminde Önemli Misyonlar Üstleniyor
Türkiye Özel Okullar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı F. Nurullah Dal ile eğitim sisteminde özel okulların yerine ve önemine dair bir söyleşi gerçekleştirdik.
Dünden bugüne özel okulların Türkiye eğitim sistemi içindeki rolü ve güncel konumu hakkında bilgi alabilir miyiz?
Eğitim sistemimizde samimi bir kabul görmüş olan özel okullar, 150 yıldan daha uzun bir süredir faaliyet göstermektedir. Bu uzun zaman zarfında özel okulların varlıklarını kaybetmeden, sayılarını artırarak ve kendilerini geliştirerek eğitim sistemimiz içinde yer alabilmelerinin sebebi; kaliteli eğitim sunmalarından ve eğitim alanındaki küresel gelişmeleri, değişimi ve ilerlemeleri tüm metot ve materyalleriyle takip ederek etkin bir şekilde uygulayabilmelerinden ileri gelmektedir.
Resmi ve özel okullarda öğrenim gören 18 milyon öğrencisi bulunan ülkemizde, özel okulların oldukça önemli bir görev üstlendiğini belirtmek isterim. Sektörümüzün son 15 yıllık gelişimi, genel anlamda memnuniyet vericidir. Genel eğitimimiz içinde yüzde 3-4 olan özel okul oranı, bu süre içinde yüzde 8-9 oranına ulaşmıştır. Tabii bu gelişmenin, hedeflediğimiz ve arzuladığımız düzeye ulaştığını söylemek henüz mümkün değil. Özellikle 12.500 civarındaki özel okul sayısını, devam eden öğrenci sayılarıyla karşılaştırdığımızda, orantılı bir hizmet verilmediği ortadadır. Özel okullardaki 3.800.000 civarı kontenjana karşılık 1.440.000 öğrenci eğitim görmektedir. Bu tablo önemli ölçüde kaynak israfına ve eğitimin etik değerlerine aykırı yollara başvurulmasına yol açmaktadır. Bu nedenle şu anki önceliğimiz, mevcut özel okullardaki boş kapasitenin doldurulması yönündedir. Çünkü atıl kalan binaların milli servet kaybına yol açtığını düşünüyoruz. Bu konuda ilgili kurumlar nezdinde başvurularımızı yaptık, görüş ve önerilerimizi belirttik. Çalışmalarımıza hassasiyetle devam edeceğiz.
Eğitim sektöründeki son gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
2019 yılını genel eğitimimiz ve özel okullarımız açısından önemli başlangıçların olduğu bir yıl olarak değerlendiriyorum. 2019 yılında Bakanlığımızca belirlenen “2023 Eğitim Vizyonu” hedefleri kapsamında ilk deneme uygulamaları ve bunlara ilişkin çalışmalar hayata geçirildi. Çalıştaylarımız, seminerlerimiz ve konferanslarımızla bu çalışmalara katkı sağlamayı sürdürüyoruz.
Özel okul velilerine verilen eğitim desteklerinin uygulamadan kaldırılması, özellikle küçük yerleşim yerlerindeki özel okulları olumsuz etkilemiştir. Bu uygulamanın, kamuoyunda özel okullarla ilgili olumlu bir algı oluşturması bakımından da yararı bulunmaktadır. Çünkü özel okulların sadece parasını verebilen öğrencilerin gidebildiği kurumlar olmadığı, yasal mevzuat gereği öğrencilerin yüzde 3’ünün tamamen ücretsiz öğrenim gördüğü ve özel okulların kendi inisiyatifleriyle yüzde 10 oranında -ki bazı okullar bu oranın üzerine çıkmaktadır- öğrenciyi burslu okuttukları göz ardı edilmemelidir. Özel okullarda hâlen asgari 70.000 civarında öğrenci ücretsiz veya burslu olarak öğrenim görmektedir.
Öte yandan özel okullar, devlet okullarındaki öğrenci yoğunluğunu azaltmaktadır. Özel okulların devlet üzerindeki eğitim harcamaları yüküne katkısı olduğu kesindir. Dolayısıyla özel okullar ne kadar yaygınlaşırsa ve ne kadar çok sayıda öğrenci öğrenim görürse, Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi de o kadar rahatlayacaktır.
Eğitim uzun soluklu, mali yükü çok, sorumluluğu yüksek bir hizmet alanıdır. Ülke olanakları yeterli olsa da 18 milyon öğrencinin eğitim alanındaki değişik konularla ilgili taleplerinin kısa vadede çözülmesini istemek, gerçekçi bir yaklaşım olmayacaktır. Bu bakımdan arzumuz, özel sektörün yapılacak yasal düzenlemelere uygun şartlarda eğitim hizmetlerine yatırım yapmasıdır.
Tercihini özel okullardan yana kullanacak olan velilere önerileriniz nelerdir?