Atıktan Değer Yaratıyoruz

Recydia bünyesinde faaliyet gösteren Süreko, entegre atık yönetimi çerçevesinde başta endüstriyel sanayi tesisleri olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlara 360 derece entegre atık yönetim hizmeti veriyor. Biz de bu yıl sektörde 10 yılı geride bırakan Süreko’nun sürdürülebilirlik felsefesini Recydia CEO’su Enrico Friz’den dinledik.


Süreko’yu tanıyabilir miyiz?

Süreko, 25.000 m2’si kapalı alan olmak üzere toplam 600.000 m2 alanda yüksek kalitede, esnek ve 360 derece entegre atık yönetim hizmeti vermektedir. Sunduğumuz güvenilir ve sürdürülebilir entegre çözümlerle çevrenin korunmasına, doğal kaynakların daha az tüketilmesine ve etkin çevre politikalarının yürütülmesine yardımcı olmaktayız.

Uluslararası deneyime sahip ve kurumsal bir firma olarak gelecek nesillere ve dünyamıza karşı sorumlu olduğumuzun bilinciyle hizmetlerimizi prosedürlere uygun, çevre ile dost ve sürdürülebilirliği sağlamada etkili, ileri teknoloji uygulamalar ile sunmaktayız.
 

Sektörünüzde 10 yılı geride bıraktınız. Sürece dair değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?

Bu sene, sektördeki tecrübemizin 10. yılını kutluyor olacağız. Atık yönetiminin Türkiye’de oldukça yeni bir kavram olduğu düşünüldüğünde, önemli bir deneyimden bahsediyoruz. Sıkı rekabet koşullarında atıkların güvenilir bir şekilde yönetilmesi konusunda taviz vermeyişimiz ve kanunlar ile yönetmeliklerin uygulanmasındaki tutarlı tutumumuz; geride bıraktığımız 10 yıllık süreçte sektördeki saygın yerimizi korumamızda etken oldu. Müşterilerimiz de kurumsal kimliğimiz ve Türkiye’de geçirdiğimiz 10 yıl boyunca elde ettiğimiz birikimden ileri gelen deneyimimiz ile atıklarının güvenli bir şekilde yönetilmesinin huzurunu yaşadılar, Süreko ile çalışmanın değerini yıllar içinde daha da iyi anladılar.

Bu süreçte 2018 yılı itibarıyla müşterilerimize endüstriyel atıklarının geri kazanımının ve bertarafının yanında saha atık yönetimi hizmeti de sağlayarak 360 derece atık yönetimi hizmeti vermeye başladık.
 

Sıfır Atık projesine dair görüşlerinizi alabilir miyiz?

Desteklediğimiz Sıfır Atık projesi, hem kendimiz hem de grubumuz bünyesinde bizim için öncelikli konular arasında yer almakta. Bu kapsamda hizmet vermek için gerekli yetkinliğe sahibiz. Döngüsel ekonomi çerçevesinde kaynakların mümkün olduğu kadar geri dönüşümden kazanılması ve yeni kaynaklara dönüştürülmesi gerekiyor. Biz de bu kapsamda endüstriyel atıklardan ürettiğimiz, karbon ayak izini azaltmaya yardımcı, çimento fabrikalarının yakıt olarak kullandıkları fosil bazlı yakıtlara önemli bir alternatif olan ATY yani “atıktan türetilmiş yakıt” üretimi ile atıktan değer yaratıyor ve yeniden ekonomiye kazandırıyoruz.

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çok sayıda çimento fabrikasında ATY kullanılmakta ve kullanım oranları ekonomideki değişkenlikle beraber artış göstermektedir. 2018 yılında yapmış oluğumuz yatırım ile ATY üretimimizde kalite ve kapasite artış hedefimizi de gerçekleştirmiş olduk.
 

Türkiye'nin geri dönüşüm kültüründe geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ülkemizde geri dönüşüm sektörünün önemi her geçen gün artmakta ve daha anlaşılabilir hâle gelmektedir. Bunun iki ana nedeni var. En önemlisi artan ham madde ihtiyacı. Ekonomik kalkınmanın temelinin üretim olduğunun bilincindeyiz. Günümüz koşullarında artan ham madde ihtiyacının daha ekonomik yollarla temin edilebilmesi, geri kazanım ile üretilen ikincil ham madde ile sağlanabilir.  Diğer neden ise enerji ihtiyacı. Bu nedenle orta ve uzun vadedeki yatırımlarımızı da bu yönde şekillendirdik. Geliştirdiğimiz prosesler ile geri kazandığımız atıkların alternatif enerji kaynağı olarak kullanılabilmesini sağlayarak ülke ekonomisine katkı sağlıyoruz.

Bence en önemli sorun; kayıtsız faaliyetlerde bulunan, sektör açısından büyük bir tehdit oluşturan, sayıları her geçen gün artan denetimsiz veya tecrübesiz firmaların sektöre ortak olma çabaları. Bu çabaların, denetim altına alınmaması durumunda, gelişmekte olan sektörümüze önümüzdeki senelerde sekte vuracağı kanaatindeyim. Bu noktada, kamu otoritelerinin denetimlerini artırmalarının ve kayıt dışı faaliyetler hakkında caydırıcı önemleri kararlı bir şekilde uygulamalarının faydalı olacağına inanıyorum. Sektörde faaliyet göstermek isteyen firmaların kamu otoriteleri tarafından yetkilendirilirken sadece belge bazında veya teknik şartları yerine getirip getirmediğine değil, bölgesel ihtiyaç da göz önünde bulundurularak değerlendirilmesi ve yetkilendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Sürdürülebilir sonuçlara ulaşabilmek için çevre bilincinin oluşturulması sürecinin okullardan başlaması gerektiğine inanıyorum. Bu nedenle öğrencilere gerekli eğitimlerin verilmesi çok önemli. Biz de bu noktada öğrencilerimizi tesislerimizde ağırlayarak bu bilincin oluşması için çaba sarf ediyoruz. Öte yandan hükümetin yerel ve tutarlı uygulamalar ve altyapı oluşumu ile süreçlere sahip çıkması ve geri dönüşüm aktivitelerini uygulanabilir hâle getirmeye odaklanması önemli. Sıfır Atık projesi, bu kapsamda çok değerli ve sahip çıkılması gereken bir proje. Yönetmelik, teşvik ve benzeri uygulamalarla döngüsel ekonominin daha verimli bir şekilde işleyeceği düşüncesindeyim.
Endüstriyel ve evsel atık yönetimi konusunda ülkemizde gelişen bilincin artarak devam etmesini ve sektörün tüm paydaşları için hem çevre yönetimi hem de ülke ekonomisi açısından verimli olmasını diliyorum.