1000 Çiftçi 1000 Bereket’in Çiftçileri Sürdürülebilir Tarımla Verimlerini Artırıyor
Cargill’in 1000 çiftçi 1000 bereket programı, Türkiye’de çiftçilerin sürdürülebilir tarım uygulamaları konusunda bilinçlenerek daha verimli üretim yapmasına katkıda bulunuyor. Ücretsiz danışmanlık, dijital tarım araçlarına erişim ve eğitim imkânlarından faydalanan 4 bini aşkın çiftçi, yüzde 26’ya varan oranda verimlilik artışı sağladı.
Dünyanın en büyük inovatif gıda şirketlerinden biri olan Cargill 155 yıllık uzmanlığıyla, dünyadaki en sürdürülebilir gıda tedarik zincirini yürütme hedefiyle çalışıyor. 2030’a kadar dünyada 10 milyon çiftçinin sürdürülebilir tarım uygulamalarına ve eğitimlere erişimini sağlamayı taahhüt eden Cargill, 62. yılını kutladığı Türkiye’de ise 4 yıldır 1000 Çiftçi 1000 Bereket programını yürütüyor.
12 İLDE, 4 BİN ÇİFTÇİYE ULAŞILDI
Program çiftçilerin verimini ve refahını artırmak, tarımda sosyal ve dijital dönüşümü desteklemek, sürdürülebilir tarım yöntemlerinin yaygınlaşmasına katkıda bulunmak hedefiyle 2019’da hayata geçirildi.
12 ilde 4 bine yakın mısır, ayçiçeği ve kanola çiftçisinin katıldığı programla ilgili bilgi veren Cargill Gıda Orta Doğu, Türkiye ve Afrika Kurumsal İlişkiler Direktörü Arzu Örsel; “Programımız Türkiye’de çiftçilere yönelik en uzun süreli ve kapsamlı desteği veren kurumsal sorumluluk programı olma özelliğini taşıyor. Uzman akademisyen ve eğitmenler; finansal okuryazarlık, sürdürülebilir tarım, iş sağlığı ve güvenliği gibi pek çok başlıkta çiftçilerimizi bilgilendiriyorlar. Çiftçilerimiz dijital toprak analizi, uydudan tarla sağlığı takibi, meteoroloji & sulama ve tahmin istasyonu gibi dijital araçlardan faydalanıyorlar. Tarımsal atık sorununa çözüm geliştirmek için program kapsamında 'Tarlada Sıfır Atık Yönetimi' projesini de yürütüyoruz” diye konuştu.
Programa katılan çiftçiler ilk yıl yüzde 21, ikinci yılda ise pandemiye rağmen yüzde 26’ya varan verim artışı yakaladı. Gıdanın geleceği için çiftçinin refahı ve motivasyonunun önemine işaret eden Arzu Örsel, “Çiftçilerin ihtiyaçlarını daha iyi anlamak üzere eğilim ve zihin haritası araştırmaları gerçekleştirdik. Sonuçlara göre; çiftçiler 10 yıl öncesine göre daha modernler. Bilgiye ve teknolojiye dayalı üretim yapmaya istekliler. Yüz yüze iletişime önem verdiklerini, yeniliklere açık hale geldiklerini gördük. Bu anlamda ihtiyaçlarına cevap verebildiğimizi görmekten memnuniyet duyduk” ifadelerini kullandı.
Programın lider çiftçileri de, elde ettikleri başarılı sonuçlarla diğer çiftçilere ilham kaynağı oluyor. Tarımda yaşanan dönüşümün yaygınlaşmasında önemli rolü olan genç çiftçilerden Umut Ayberk Akbay, mısırların gelişimini tarlaya gitmeden cep telefonuyla izlediğini, gübreden yüzde 22 tasarruf ettiğini söyledi.
Programın kadın lider çiftçisi Ceylan Karaoğlan ise çiftliğini ve bütçesini tek başına yönettiğini, ziraat mühendislerine bir telefonla ulaşarak her türlü sorunu danışabildiğini, su ve ilaçtan önemli ölçüde tasarruf edebildiğini belirtti.
ÖDÜLLÜ PROGRAMIN KAPSAMI GENİŞLETİLECEK
Tarım ve gıda alanında yaptıkları sosyal etki araştırmasının Türkiye’de bir ilk olduğunu vurgulayan Örsel, “Programa ilk yıl yatırdığımız her 1 TL’nin 2.53 TL, ikinci yılda ise 2.78 TL değerinde sosyal getirisi oldu” dedi.
Dördüncü sezonunda programın sunduğu katkıların kapsamını genişletmeye odaklanacaklarını belirten Örsel, programın üçüncü yıl sonuçlarını ve yeni sezonda hayata geçirmeyi planladıkları uygulamaları yakın zamanda duyuracaklarını açıkladı.
Program bugüne kadar 16’sı uluslararası olmak üzere toplam 24 ödül aldı.